Aşık Olmak Kendini Bırakmak mı, Kendini Bulmak mı?
Âşık olmak, insanın sınırlarını zorlayan bir deneyimdir. Bir başkasına duyulan sevgiyle iç dünyamız genişler; yeni bir “biz” yaratırız. Ancak bu, aynı zamanda kontrolü kaybetme korkusunu da beraberinde getirir. Çünkü aşk, birine bağlanmayı ve kırılgan olmayı gerektirir. Bu bağlanma, kimileri için özgürlüğün kaybı olarak görülürken, kimileri için varoluşun anlamını bulmak demektir.
Âşık olduğumuzda, hayatımıza başka bir renk gelir. Günlük hayatın sıradanlığı, birdenbire küçük mucizelerle dolmaya başlar. Ancak bu duygunun getirdiği riskler de göz ardı edilemez: acı, hayal kırıklığı ve kaybetme korkusu… İşte bu yüzden pek çok insan aşka karşı temkinli davranır ya da ondan kaçar.
Aşık Olmamak ve Kendi Sularında Kalmak
Âşık olmamak, kişinin kendine ait bir alan yaratmasıdır. Aşkın getirdiği karmaşadan uzak durmak, birey için daha güvenli bir seçenek olabilir. Ancak bu seçim, yalnızlık hissini de beraberinde getirebilir. Aşkı reddetmek, aynı zamanda hayatın en yoğun duygusal deneyimlerinden birini kaçırmak anlamına gelir mi?
Bu noktada, aşkın bir zayıflık ya da yük olduğuna inanmak yaygın bir yanılsamadır. Oysa ki aşık olmamak, bir kayıp değil, bilinçli bir tercih olabilir. Kimileri hayatını anlamlandırmak için aşka ihtiyaç duymaz; kimileri ise daha derin bir içsel yolculuğa çıkmayı tercih eder.
Seçim Sizin
Âşık olmak ya da olmamak, aslında bir seçim meselesidir. Her iki seçenekte de riskler ve ödüller vardır. Âşık olmayı seçerseniz, kendinizi tanımak ve büyümek için eşsiz bir fırsat elde edersiniz. Âşık olmamayı seçerseniz, bağımsızlığınızı koruyarak kendi sınırlarınızı belirleyebilirsiniz.
Belki de mesele, aşkı bir hedef değil, bir deneyim olarak görmektir. Aşk ne bir zorunluluktur ne de tamamen kaçınılması gereken bir durum. Hayat, aşk gibi derin duygularla zenginleşir; ancak bu duygulara sahip olmadan da anlam kazanabilir.
Sonuç olarak, “âşık olmak ya da olmamak” sadece bireyin kendisiyle olan ilişkisini değil, hayata ve insanlara olan bakış açısını da şekillendiren bir karardır. Sizce, bu karar ne kadar bilinçli ve özgürdür? Bu soruyu her birey kendi yolculuğunda yanıtlamalıdır.
Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER