ÇAĞLA TUĞALTAY DOSYASINDA NELER OLUYOR?

Çağla Tuğaltay boğazı kesilerek öldürüldüğünde henüz 15 yaşındaydı. Cinayetin üstünden 25 yıl geçti. 2020 yılında Çağla’nın cinayeti zaman aşımına uğrayacaktı; ama zaman aşımı uzatıldı. Çağla hala adalet beklerken bizler de onun hikayesine yakından bakalım.

ÇAĞLA’NIN HİKAYESİ

Çağla dört kişilik bir ailenin en küçük üyesiydi. Anne Gülnur Hanım ev hanımı, baba Nedim Bey ganyan bayii işletiyordu; kuru temizleme dükkânı da vardı. Ağabey İlker ise Ünye’de üniversite okuyordu. Ailenin maddi durumu zamanın koşullarına göre gayet iyiydi.

5 HAZİRAN 2000 GÜNÜ NE OLDU?

5 Haziran 2000’de Çağla okula gidecekti. Anne Gülnur Hanım ise doktora gidecekti. Çağla’yı geç kalabilirim diye uyardı. Çağla okulda yasak olduğu için cep telefonunu yanına almıyordu. Eve gelince telefonunu açıyordu. Gülnur Hanım’ın dosyalar karıştığı için doktorda işi uzadı. Çağla ise okul çıkışı AVM’ye uğradı. Kendine bir kitap aldı. (Çağla’nın AKM’de kamera kayıtlarının olduğu ama ailesi tarafından bu kayıtlara yayın yasağı getirildiği iddia ediliyor.) Otobüse bindi. Eve geldi. Bu arada Gülnur Hanım Çağla’yı merak ettiği için hem ev telefonundan hem cep telefonundan sürekli arıyordu. Ama ulaşamıyordu. Komşuları Nilgün Hanım ile samimi olduklarından evlerinin yedek anahtarı Nilgün Hanımlar da bulunmaktaydı. (Cinayet günü sabah, Çağla okula gittikten sonra, Gülnur Hanım, Nilgün Hanımlara oturmaya gidiyor. Diş hekimine gideceğini söylüyor; aslında Gülnur Hanım diş hekimine değil jinekoloğa gidecekti.) Gülnur Hanım, Nilgün Hanım’ı arıyor ve Çağla’yı merak ettiğini söylüyor. Anahtarla eve girip Çağla’ya bakması için ricada bulunuyor. Nilgün Hanım eve girdiğinde korkunç manzara ile karşılaşıyor. Çağla abisinin odasında, (Çağla abisi Ünye’de okuduğu için daha geniş olmasından ve bilgisayar bulunmasından dolayı abisinin odasında kalıyormuş.) boğazı kesilmiş ve eteği kaldırılmış, iç çamaşırı çıkarılmış bir durumda. Nilgün Hanım’ın çığlık atması üzerine komşular toplanıyor. Polis ekipleri ve ambülans olay yerine geliyor. Nilgün Hanım bu arada anneyi arıyor ve “çabuk eve gel, Nedim’i de al gel” diyor.

DOSYADA HAREKETLİLİK

Çağla’nın cinayeti hakkında üç teori var: aile içi cinayet (özellikle ağabey İlker’in o gün Ünye’de olmadığını iddia eden grup), aile dışından ama tanıdık (apartmandaki komşulardan biri olabilir), tamamen yabancı (sapık biri, inşaat işçisi, takıntılı biri vb.)

Youtube yayıncısı Pınar bk uzun zamandır aileyi şüpheli buluyor; özellikle ailenin çıktığı Dobra Dobra programının, aile tarafından yasaklatılmasından sonra. Avukat Ümit Altay’da ailenin çelişkilerini bir dosyada topladı ve savcılığa iletti. Ağabey İlker bu gelişmeden sonra ilk kez ifade verdi.

Gazeteci Mustafa Şekeroğlu, YouTube’da Çağla ile ilgili videolar hazırlıyor. Cinayeti yabancı birinin işlediğini düşünüyor. Yine emekli emniyet mensubu Orhan Kemiksiz, YouTube’da video çekiyor ve şüphelisi daha çok Nilgün Hanım’ın oğlu Yasin. (Yasin hakkında takipsizlik kararı var.)

Geçtiğimiz günlerde TELE 1 ekranlarına Çağla’nın otopsisini yapan adli tıp uzmanı Halis Dokgöz ve emekli cinayet büro amiri Savaş Kurtbaba katıldı. Dokgöz Çağla’nın katilinin kesi yerinden yola çıkarak solak olduğunu söyledi. (Ağabey üzerinden teori üretenler en somut kanıt olarak ağabeyin solak olmasını ileri sürüyorlar.) Kurtbaba ise cinayeti işleyen kişiye ait Çağla’nın tırnak altında DNA olduğunu söyledi. Kurtbaba’ya göre cinayeti işleyen bir sapık. Bu kişi 2008 yılında bir saldırı gerçekleştirmiş. Bu kişi kemerli burunlu, dalgalı saçlı, orta boylu biri. Kamera görüntüleri mevcut.

Gelişmelerin takipçisi olacağız…

Haber: Nihan KÜÇÜKKENDİRCİ