İkinci kez ABD Başkanı olarak görev alan Donald Trump, konuşmasında, “Amerika’nın altın çağı şimdi başlıyor. İlk sıraya basitçe Amerika’yı koyuyorum” sözlerini dile getirdi.
Trump ardından şu sözlerle konuşmasına devam etti, “Egemenliğimiz yeniden kazanılacak, güvenliğimiz tekrar sağlanacak, adalet terazisi yeniden dengelenecek” dedi ve eklemelerde bulundu:
“Şu andan itibaren Amerika’nın gerileyişi sona ermiştir.”
13 Temmuz 2024’te kendisine yönelik suikast girişimini de unutmayıp dile getiren Trump, “İnanıyorum ki hayatım bir nedenle kurtarıldı: Tanrı tarafından Amerika’yı yeniden yüceltmek için kurtarıldım” diyerek halka karşın umutlandırıcı ve heyecanlandırıcı bir söz de bulundu.
Trump aynı zaman da konuşmasında Meksika Körfezi’nin adını “Amerika Körfezi” olarak değiştirme hususunda ve Panama Kanalı’nı geri alma vaatlerini yineden dile getirdi.
ABD’nin yeni başkanı ülkesinin servetini gözle görülür bir şekilde arttıracağını, topraklarını genişleteceğini ve bayrağını Mars dahil yeni ufuklara taşıyacağını söyledi.
Peki Türk Amerika’da bulunan türk azınlığı için durum ne? ABD’de yaşayan Türklerin seçim sürecine katılımı ve Washington’ın politikaları üzerindeki etkileri bu süreci nasıl etkileyecek?
DW Türkçe’ye ABD’de yaşayan Türk nüfusun seçimlere etkisinin aslında zayıf olduğunu anlatan Asya-Pasifik Araştırmaları Merkezi kıdemli araştırmacısı Dr. Mehmet Yegin’e göre:
“Türkler belki biraz New Jersey’de kümelenmiş haldeler ama orada Yunan ve Ermeni nüfus da büyük. Örneğin Türkiye karşıtı olarak bilinen Bob Menendez New Jersey senatörüydü, seçim bölgesindeki Türk nüfus onu etkilemeye yetmiyordu.”
Amerikan Nüfus Bürosu’na göre ABD genelinde Türkiye kökenlilerin sayısı 250 binin biraz üzerinde olduğu görülüyor. Buna karşın 1,2 milyon Yunan ve 460 bin Ermeni asıllı Amerikalı bulunuyor.
Türkler kime oy verecek?
Hem Yegin hem de Canikligil, Trump’la birlikte Amerikalı Türklerin ilgisinin Cumhuriyetçi Parti’ye döndüğünü, Türklerin çoğunlukla Trump’a oy vermelerinin beklendiğini söylüyor. Ancak Türkiye kökenlilerin kampanya sürecine organize şekilde katılımları oldukça sınırlı.
Haber : Melih Dişbudak