ARTHUR SCHOPENHAUER KİMDİR?

Yayınlama: 04.03.2025
Düzenleme: 05.03.2025 00:33
A+
A-

Arthur Schopenhauer 1788-1860 yılları arasında yaşamış olan fikirleriyle varoluşçu felsefeyi ve Freudyan psikolojiyi etkileyen önemli bir Alman filozoftur. Kendisi Doğu düşüncesini yazılarına dahil eden ilk Alman filozof olarak da felsefe tarihindeki özgün yerini almıştır.

Schopenhauer, görünen dünyanın ardında yatan esas gerçekliğin istenç olduğunu ileri sürmüştür. Bu istenç akılsız, bilinçsiz bir öze sahiptir ve tüm görünenlerin kaynağıdır Aklın denetiminde olmayan bu istenç insanları geçici tatminler ve ulaşılamayan hayallerle oyalamakta ve parmağında oynatmaktadır. Schopenhauer’e göre anlamsız, boş, acı dolu hayattan kurtulmanın tek yolu istencimizi öldürmektir. Bu fikir onu Hinduizm, Budizm gibi inanışlara kapılarak, bir keşiş gibi yaşamaya yöneltmiştir. Ayrıca istencimizi kırmanın mümkün olmadığı durumlarda istence boyun eğmek gerektiğini ve böylece acıyı azaltabileceğimizi ifade eder. Bu açıdan kadercilik kavramının içinde bulunduğu Doğu felsefesine yakınlaştığı söylenebilir.

Schopenhauer’in karamsarlığı iradeyi mantığın üstünde görmesinden gelmektedir. Savunduğu bir başka görüş ise mutluluğun peşinde koşmanın en büyük yanılgımız olduğudur. Evrende gördüğümüz her şey kör bir iradenin eseridir.

Schopenhauer bu dünyadan el çekerek tıpkı bir “aziz” gibi yaşamayı, başkalarına mümkün olduğunca yardım etmeyi, mutluluğu artırmayı değil, acıları azaltmayı önerir. İşte bu yüzden acıyı, ıstırabı yaşamın özü olarak görmesinden dolayı kötümser bir filozof olarak nitelendirilir. “Kötümserlik, Schopenhauer düşüncesinde irade ile birlikte merkezi bir kavram durumundadır. Ona göre evrenin ve insan yaşamının temelinde iradenin bulunması canlıların hayatında acı ve ıstırabın bulunmasına neden olmaktadır. İrade, Schopenhauer’de metafizik içeriği nedeniyle gerek sanat olsun gerek ahlaki olsun insanın bütün varoluş alanlarını içeren bir kavramdır. Bu acı ve ıstırabın hayatın her alanına hücum etmesi kötümserlik olarak nitelendirilmektedir. Dolayısıyla, Dünyayı ve ona ait olan her şeyi elde etme isteğinde olan ve bütün canlılara hükmetme isteği içinde olan insan, ancak felsefi olarak evrenin kötü olduğu hakikatini kavraması ile hem kendi yaşamında hem de başka canlıların yaşamında cıya neden olan tavırlardan vazgeçebilir.”

 

Hazırlayan: Çınar Özserdaroğulları

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.