Türk tarih dizileri, son yıllarda büyük bir popülarite kazandı ve izleyiciler tarafından ilgiyle takip ediliyor. Ancak bu diziler, tarihsel doğruluk, kültürel temalar ve toplumsal mesajlar açısından seyircide yanıltıcı izler bırakıyor.
Türk tarih dizileri, izleyiciyi tarihi bir yolculuğa çıkarmak iddiasıyla ekrana geliyor. Ancak, tarihsel olayları dramaya dönüştürürken ben bazı sıkıntılar gözlemliyorum. En önemli problemlerin başında bu dizilerin tarihsel gerçeklikten kopmuş olmaları gelmekte. İzleyici büyüleyici kıyafetler, ihtişamlı mekanlar ve derin kaoslarla sarhoş ediliyor.
Aslında bu dizilerde, tarihi olaylar olduğu gibi yansıtılmıyor; bunun yerine bolca trajedi ve kurgusal ögelerle zenginleştirilmiş dramatik bir anlatı izliyoruz. Bunda elbette dizinin izlenmesi için gerekli unsurların ön plana alındığı görüyoruz, o da elbette Reyting!
Günümüzde birçok tarih dizisi, Osmanlı İmparatorluğu, Selçuklu Devleti gibi önemli dönemlere odaklanıyor. Ancak genellikle bu dizilerin olduğundan daha çok dramatize edilerek, kurgusal bir hale getirildiğini düşünüyorum. Kıyafetlerin, yapılarının ve karakterlerin abartılı biçimde tasvir edilmesi, izleyicinin tarihten uzaklaşmasına ve zihinlerindeki tarih algısının giderek donuklaşmasına neden olduğu apaçık ortada.
Tarihsel olaylar, daha fazla dramatik etki yaratmak ve dizinin izlenmesini arttırmak adına şekillendirilip değiştirilirken, dizilerdeki bu adına uyarlanmış “tarih bilinci” gün geçtikçe daha çok izleyiciye hitap eden ama hayal ürünü bir tarih algısına dönüşüyor.
Bu tarz diziler, izleyicinin tarihi anlaması yerine, onun yerine geçecek bir “görsel şölen” sunuyor. Tarihi olayların, karakterlerin ve kültürel ögelerin estetik ve dramatik kaygılarla şekillendirilmesi, izleyiciyi bir zamanlar bilmesi gereken tarihi gerçeklerden uzaklaştırıyor. Bu dizilerin toplumumuzda tarihsel farkındalık yerine, nostaljik bir eğlence anlayışı yarattığını düşünüyorum.
Sevgili okurlar!
Bu yüzden tarihi, diziler yerine kitaplardan okuyarak öğrenelim. Diziler ise yalnızca görsel hafızamızı şenlendiren, yardımcı unsur olarak yer etsin akıllarımızda..
Fatma KIVRAK
YORUMLAR