enflasyon emeklilik ötv döviz otomobil sağlık

Varla Yok Arası

Yayınlama: 16.04.2025
A+
A-

Hayatta bazı anlar vardır ki, adını koyamazsın. Ne tam anlamıyla vardır, ne de tamamen yoktur. Arada bir yerlerde salınır durur. Sanki varmış gibi hissettirir ama yokluğunda da bir boşluk bırakmaz. İşte bu, “varla yok arasıdır”.

Bu tür duygular, çoğu zaman başlangıcında büyüleyicidir. Cümlelerin ucu hep açık kalır, netlikten kaçınır, belirsizlik sanki bir oyun oynar. Ne zaman ki o bulanık tabloyu netleştirmeye çalışırsın, fırçalar ellerinden alınır, tuval bir başkasının olur. Çünkü bu duygu, kararlıktan beslenmez. Tam tersine, simsiyah alanlarda yaşar.

İki kişi vardır mesela, biri daha fazla sever, diğeri biraz daha temkinlidir. Biri bir mesajla dünyaları hissederken, diğeri aynı mesajı sıradan bir jest olarak görür. Ve bu denge sabittir. Ne ileri gidilir, ne de geri. Ne seviyorum denir, ne de veda edilir. Hep bir “bakalım” hali, hep bir “şu an iyiyiz” yanılsaması…

Varla yok arası duygu aslında duygusal bir labirenttir. İçinde yönünü kaybedersin ama çıkmak da istemezsin. Çünkü bazen o belirsizliğin büyüsü, net bir yalnızlıktan daha çekicidir. Bazen “yarım” bir sevgi, hiç sevilmemekten daha anlamlı gelir. Ama ne zaman ki ruhun yorulur, işte o zaman “keşke baştan gitseydim” dersin, ama artık geçtir.

Bu tür ilişkilerde ne kavga edilir, ne de barış. Çünkü ortada tam bir ilişki yoktur ki taraflar olsun. “Neredeyiz?” sorusunun bile yersiz bulunduğu bir zemindir orası. Kalbinin sesiyle değil, aklının “acaba?”larıyla yaşarsın.

Peki neden tutunuruz böyle ilişkilerde? Belki de netlikten korkarız. Belki de bir şeyleri kaybetmekten çok, hiç sahip olmamış olmayı daha az acı verici buluruz. Ya da içten içe, hak ettiğimiz sevgiyi göze alamayacak kadar kendimizi değersiz görürüz.

Sonunda ne olur biliyor musun? Biri “bana netlik lazım” der ve gider. Diğeri “zaten bir şey yoktu” der ve kalır. Ama o “yok”un içinde hep bir “varmış gibi” acı kalır. Çünkü hiçbir şey, olmayan ama olsaydı güzel olurdu dediğin bir şeyin sızısı kadar yakmaz içini.

O yüzden bazen en doğru şey, varla yok arasında kalmak yerine, net bir şekilde yok olmaktır. En azından kalbin, hayali değil, gerçeği gömer.

 

Hey Haber/ Hatice ÇELİKEL

Kaynak: Haber Merkezi