Yürüyen Köşk kare planlı, ahşap karkas bir yapıdır. Etrafı sütunlarla çevrilidir. Köşkün giriş katında küçük bir oda, oturma odası, tuvalet-duş ve kristal camlarla kaplı deniz manzaralı toplantı salonu bulunmaktadır. Giriş kapısının sağından ahşap merdivenlerle çıkılan üst katta küçük bir sofaya açılan dinlenme odası, yatak odası, tuvalet- banyo, kuzey yönünde ise kısa bir koridorun sonunda terasa çıkan bir kapı bulunmaktadır. Köşke Atatürk’ ün isteği üzerine mutfak yapılmamıştır.

YÜRÜYEN KÖŞK’ÜN HİKAYESİ

Atatürk, bir gün çiftliğe gittiğinde köşkün hemen yanındaki çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan görür. Bahçıvana ne yaptığını sorar ve o da ağacın dallarının çok uzadığını ve binanın duvarına dayandığını söyler. Cevaptan tatmin olmayan Atatürk, “ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak” der. Görev İstanbul Belediyesi’ne intikal eder ve Belediye Fen İşleri Yollar Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Başmühendis Ali Galip Alnar, yanına aldığı elemanlarıyla Yalova’ya gelerek çalışmaya başlar. 8 Ağustos 1930 tarihinde bina çevresindeki toprak kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları kazılan yere döşenir ve bina, yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir. Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali Vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya Bey ve Cumhuriyet Gazetesi Baş Muhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 metre civarında kaydırılır ve o günden sonra binanın ismi Yürüyen Köşk olarak anılmaya başlar.

Haber : Dilara Baydi