Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

10 Soruda İrfan OĞUZ!

İrfan Oğuz, sinemaya olan ilgisini bir fotoğraf makinesiyle keşfetti ve hayata farklı bir açıdan bakarak görüntü yönetmenliği kariyerine adım attı. İlham aldığı usta isimlerle mesleğinde fark yaratan Oğuz, yeni projeleriyle sinema dünyasında adından söz ettirmeye devam ediyor.

İrfan Oğuz, sinemaya olan ilgisini bir fotoğraf makinesiyle keşfetti ve

Can AYDEMİR: İrfan Bey, öncelikle yoğun temponuz arasında bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Okuyucularımıza sizi biraz daha yakından tanıtmak istiyoruz. Sinemaya olan ilginiz herkes tarafından biliniyor ama bize bu tutkuyu ilk keşfettiğiniz anı anlatabilir misiniz?

İrfan OĞUZ: Ben teşekkür ederim, burada olmak büyük bir mutluluk. Sinemaya olan ilgim aslında çok küçük yaşlarda başladı. Ama hayatımın dönüm noktası, Uğur Oğuz’un bana hediye ettiği bir fotoğraf makinesi oldu. O an dünyayı bir sinema karesi gibi görmeye başladım. Her şey o küçük makineyle başladı diyebilirim. 😊

Can AYDEMİR: Ne güzel bir başlangıç hikayesi! O zaman sizinle bu tutkunun yolculuğuna çıkmaya hazırız. Haydi başlayalım!

İrfan OĞUZ Kimdir?

1991 yılında İzmir Karşıyaka’da doğdum, aslen Erzurumluyum. Evliyim ve sinemaya olan tutkum her geçen gün biraz daha artıyor. Kısaca, hayallerinin peşinden koşan sıradan bir insanım.

Görüntü yönetmenliği kariyerinize nasıl başladınız? Sizi bu alana yönlendiren ilham kaynakları nelerdi?
Görüntü yönetmenliğine olan hevesim, Uğur Oğuz’un hediye ettiği bir fotoğraf makinesiyle başladı. Gözümle baktığım her şeyi adeta bir sinema karesine dönüştürüyordum. Dünyaya bakışım bir film izler gibi oldu. Hayat hikayelerine sıradanlığın dışında, farklı bir perspektiften bakmak beni bu mesleğe yönlendirdi.

Çalışmalarınızı etkileyen yönetmenler veya sinematografi tarzları var mı? Varsa bunlar kimlerdir ve çalışmalarınıza nasıl bir katkı sağladılar?
Evet, İlhan Arakon bunlardan biri. Yarım asrı aşan sinema kariyerinde yüzü aşkın uzun metrajlı film ve 400’den fazla kısa film ile belgeselde görüntü yönetmenliği yaptı. Onun bakış açıları ve kompozisyonları, hayata sıradan bir açıdan değil, farklı bir perspektiften bakmamı sağladı.

Görüntü yönetmenliği dünyasında teknolojinin hızlı bir şekilde geliştiği bir dönemdeyiz. Bu yenilikler işinizi nasıl etkiliyor?
Kesinlikle olumlu yönde etkiliyor. Ekipmanlara erişim çok daha kolay hale geldi, işlerimiz daha net ve kaliteli oluyor. Her gün yeni bir ürün çıkıyor ve hepsini takip etmek zor olsa da bu süreci deneyimlemek inanılmaz keyifli. Teknoloji doğru kullanıldığında hem üretimi hem de yaratıcılığı artırıyor.

Şu ana kadar yer aldığınız projeler arasında sizin için en özel olanı hangisiydi? Neden?
Sorgusuz Cennet benim için her açıdan çok özel bir projeydi. Ekipteki samimiyet, hikayeye olan inancımız ve filmin gerçekliği projeyi unutulmaz kıldı. Bunun yanında film, önemli başarılara da imza attı. Kemeraltı Film Festivali’nde ilk 5’e girerek mansiyon ödülü aldı. İngiltere’de Short Film yarışmasında 12 farklı kategoriye dahil oldu ve Türkiye’de 100 yıl içinde ilk kez gerçekleştirilen Diaspora Film Festivali’nde Türkçe Konuşanlar kategorisinde ilk 12’ye seçilerek gösterime girdi.

Bu başarılar kadar, benim için en değerli olan, bu yolculuklarda yanımda her zaman en büyük destekçim ve yol arkadaşım olan eşim Mukaddes Hanım’dı. Onun sevgisi, sabrı ve motivasyonu, hem bu projeyi hem de tüm kariyerimi özel kılıyor. Bu yüzden, tüm projelerimde onun emeği ve desteği çok büyüktür.

Bir projede karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bu durumu nasıl çözdünüz?
Bazı projelerde teknik aksaklıklar ya da zaman yönetimiyle ilgili sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Böyle durumlarda ekipçe sakin kalmaya çalışıyoruz. Herkesin görevine odaklanması ve iletişimi doğru kurmamız, bu tür zorlukları aşmamızı sağlıyor.

Yönetmen ve diğer ekip üyeleriyle çalışırken nasıl bir iletişim ve işbirliği süreci izliyorsunuz?
Herkesin kendi uzmanlık alanında işini yapması ve belirlenen silsileye uyması benim için çok önemli. Bu şekilde ekip içi koordinasyon ve verimlilik artıyor.

Görüntü yönetmenliği kariyerine başlamak isteyen gençlere ne gibi önerilerde bulunursunuz?
Bu meslek, zor ve meşakkatli bir süreç gerektiriyor. Görüntü yönetmeni olmak isteyen gençlerin gördüklerini iyi analiz edebilmesi, pratik ve analitik bir zekaya sahip olması gerekiyor. Mental ve fiziksel olarak hazırlıklı olmaları ve sihirli dokunuşlar yaratmaya hazır olmaları şart.

Türkiye’deki film ve televizyon sektörünün görüntü yönetmenliği açısından gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Teorik olarak iyi bir seviyedeyiz, ancak saha çalışmalarını yetersiz buluyorum. Uygulamada daha fazla gelişime ihtiyacımız var.

Önümüzdeki dönemde üzerinde çalışmayı planladığınız projeler veya hayata geçirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?
Bir ipucu vereyim: Çok yakında ebeveynlerin çocuklar üzerindeki etkilerini ve dijital bağımlılığı konu alan harika bir projenin hazırlıklarını yapıyoruz. Şu anda cast ve projelendirme süreçlerini takip ediyoruz. Bunun dışında izleyicilerin ilgisini çekecek farklı projeler için de görüşmelerimiz devam ediyor.

Haber: CAN AYDEMİR

1991 İzmir Karşıyaka doğumlu İrfan Oğuz, sinemaya olan tutkusunu Uğur Oğuz’un hediye ettiği bir fotoğraf makinesiyle keşfetti. Hayata farklı bir perspektiften bakmayı seven Oğuz, İlhan Arakon gibi usta isimlerden ilham alarak görüntü yönetmenliği kariyerini şekillendirdi.

Teknolojinin gelişimiyle mesleğinde daha yaratıcı ve kaliteli işler yapma imkânı bulduğunu belirten Oğuz, ekip çalışmasında herkesin görevine odaklanmasının önemini vurguluyor. Özellikle Sorgusuz Cennet isimli kısa film, onun için samimiyet ve başarının bir araya geldiği özel bir proje olmuş.

Görüntü yönetmenliği kariyerine adım atmak isteyen gençlere pratik ve analitik düşünme yeteneği kazanmalarını tavsiye eden Oğuz, Türkiye’deki sektörel gelişmeleri teorik olarak iyi, ancak uygulama açısından yetersiz buluyor.

Yakın zamanda ebeveyn-çocuk ilişkileri ve dijital bağımlılığı konu alan bir projeyle izleyici karşısına çıkmayı planlayan İrfan Oğuz, yaratıcılığı ve disipliniyle sinema dünyasında fark yaratmaya devam ediyor.

heyhaber.com