Nöbetçi Eczaneler
Narin Güran Dosyası
8 yaşındaki Narin’in Cesedi köyün yakınındaki Eğertutmaz Çayı’nda bir çantanın içinde bulunmuştu. Cinayetin faili henüz belirlenememişti. Anne-babası, erkek kardeşi ve amcasının da aralarında bulunduğu 24 kişi gözaltında tutuluyor ve soruşturmaları Diyarbakır Savcılığı tarafından sürüyor. 2 Eylül’de Salim Güran (amca), 12 Eylül’de Yüksel Güran (anne) ve Enes Güran (kardeş) ve 13 Eylül’de Arif Güran’ın (baba) da aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında tutuklanma çağrısı yapılmış, aralarında 3 kişinin de adli kontrol altına alınması talep edilmişti. Köyün imamı 11 Eylül’de serbest bırakılmıştı. Soruşturma sırasında cinayete ilişkin herhangi bir itirafta bulunulmadı, sadece Nevzat Bahtiyar suçunu itiraf etti ve Narin Güran’ın cesedini nehir yatağına sakladığını söyledi. Savcılar, suça karıştığı şüphesiyle Nevzat Bahtiyar’ın tutuklanmasını talep etti. 19 Eylül 2024’te açıklanan Adli Tıp Kurumu raporuna göre Narin Güran’ın ölümünün “oronazal obstrüksiyon ve boyun basısına bağlı oksijen yoksunluğu nedeniyle” olduğu belirlenmişti.
Narin Güran Dosyasında Savcı Mütalaasını Açıkladı
“HERKES SUÇ ORTAĞI”
Bugün Öğleden sonraki duruşmada savcı bir açıklama okudu. Savcı, ifadesinde ailenin Narin Güran davasını örtbas etmek için sistematik hareket ettiğini söyledi. Savcı, sanıkların suç ortağı olduğuna dikkat çekti. Elde edilen veriler ve dosyadaki deliller incelendikten sonra sanıkların olay günü Arif Güran’ın evinde olduğu tespit edilirken, savcılık Salim Güran, Yüksel Güran ve Enes Güran hakkında suç duyurusunda bulundu. Ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. Ve Nevzat Bahtiyar’a katılımcı olarak çocuğu öldürmek suçundan dava açıldı. Savcı, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca sanığın cezasında iyi halden indirim yapılmamasını talep etti. Mahkeme tarafından baba Arif Güran’a da söz hakkı verildi; akşam yemeğine gittik. “A.A.’yı arayın çünkü A.A. oradaydı” dedik. Bu adam akşam 6.30’da köye girdi. İçeri girdiğinde kendisini aradık ve kimi gördüğünü sorduk. “Ona söylediğimizde, inkar etti ve kardeşim ona bir veya iki kez tokat attı,” dedi, “çünkü tüm aileyi bir araya getirme planı yoktu. Enes orada değildi. Akşam yemeği için oraya gittik.’ Özel bir Planlanmış toplantı değildi. Kızım gitti, ruhum da gitti. “Emin olmak için onu arayalım ve kızımla ilgili bize bilgi vermesini sağlayalım” dedim. Ama ne yazık ki kimse onu görmedi. Bütün tesadüfler kızımın ölümüyle mi örtüştü? Kızım Türkiye’ye mal oldu. “O gün kameranın arızalanması o güne mi denk geldi? Arif Güran sözlerini bu şekilde bitirmişti. Tüm Türkiye olarak bu kız çocuğunun davasının faili şüphelilerin en ağırlaştırılmış müebbet cezasını verilmesini içtenlikle diliyoruz…
HeyHaber/ Hatice Çelikel